Muallimler Ankara'da bir toplantı yapmışlar,
bu içtimaya iki-üç muallim hanım da iştirak ederek salonda ayrı bir yere
oturmuşlardı.
Muallim hanımların içtimaya gitmelerini hoş görmeyen meclisin sarıklıları Gazi'ye şikayete giderler.
Muallim hanımların içtimaya gitmelerini hoş görmeyen meclisin sarıklıları Gazi'ye şikayete giderler.
Gazi kızarak:
''Kimmiş muallimler cemiyet reisi ? Çağırın onu!''der.
''Kimmiş muallimler cemiyet reisi ? Çağırın onu!''der.
Mazhar Müfit birkaç dakika sonra içeri
girince gürleyen bir sesle ona çıkışır:
''Siz Muallimler içtimada ne yapmışsınız ? Ne ayıp şey bu?''
''Siz Muallimler içtimada ne yapmışsınız ? Ne ayıp şey bu?''
Mazhar Müfit şaşakalır. Gazi'den bu hareket
mi beklenirdi?
Sarıklılar muzaffer bir beşaretle gülmektedir.
Sarıklılar neşe içinde iken, Gazi'nin sesi hep aynı tonda devam eder:
''Olur şey değil,olur şey değil!
Sarıklılar muzaffer bir beşaretle gülmektedir.
Sarıklılar neşe içinde iken, Gazi'nin sesi hep aynı tonda devam eder:
''Olur şey değil,olur şey değil!
Mazhar müfit hala ayakta ve hala ne
diyeceğini şaşırmış bir halde cevap vermeye çalışır:
''Efendim vallahi...''
''Bırak bırak ben hepsini biliyorum; içtimaya muallime hanımları da çağırdınız. Fakat onları niye ayrı sıralara oturttunuz ?
Sizin kendinize mi itimadınız yok, Türk hanımlarının faziletine mi ?
Bir daha öyle ayrılık gayrılık görmeyeyim, anladınız mı ?''
''Efendim vallahi...''
''Bırak bırak ben hepsini biliyorum; içtimaya muallime hanımları da çağırdınız. Fakat onları niye ayrı sıralara oturttunuz ?
Sizin kendinize mi itimadınız yok, Türk hanımlarının faziletine mi ?
Bir daha öyle ayrılık gayrılık görmeyeyim, anladınız mı ?''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder