Kur’an- ı Kerim ilk kez Türkçeye Rumi:1338 - Miladi:1922
yılında Çağatay Lehçesiyle çevrilmişti; fakat bu çeviri eser Osmanlı Türklerinin
ihtiyacını karşılayacak durumda değildi. Keza Cumhuriyet dönemine kadar da
gerçek manada bir Kur’an-ı Kerim tercümesi yapılamamıştır. Osmanlı Devleti
döneminde, Kur’an-ı Kerim çevirisi yanında uzun süre Kur’an-ı Kerim tefsiri de
yapılmamıştı. Türk toplumunun bilimsel bir bakışla gerçekleştirilecek Kur’an-ı
Kerim tefsir ve tercümesine ihtiyacı ayan beyan ortadaydı. İşte bunu gören
Atatürk, bu konuda hiçbir dönemde olmadığı kadar ciddi çalışmalar başlatmıştır.
O dönemde 1924 ve 1926 yıllarında yapılan Kur’an-ı Kerim tercümeleri yeterli
görülmemiş bu nedenle 1927 yılında Atatürk’ün talimatıyla İsmail Hakkı
İzmirli’nin hazırladığı Kur’an-ı Kerim tercümesi daha fazla beğenilmiş ve de
yaygınlaşmıştır.
Kur'an-ı Kerim’in
Tefsirinin Hazırlanması faaliyetleri:
Cumhuriyetin ilk Kur’an-ı Kerim tefsiri, Atatürk’ün
isteğiyle hazırlanan, Konyalı Mehmet Vehbi Efendi’nin: "Hülassatü’l Beyan F:
Tefsir’i Kur’an" adı eseridir. Ayrıca, yine Atatürk’ün talimatları ile Elmalılı
Muhammed Hamdi Yazır’ın "Hak Dini Kur’an Dili" adlı eserini, 1924 yılındaki
meclis kararından sonra oluşturmaya başlanmış ve bu eser 1936 yılında
basılmıştı. Söz konusu eser, 8 ciltlik 6433 sayfalık dev bir eserdir. Bu eser, o
dönemin Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Türkiye’nin dört bir yanına
ücretsiz olarak dağıtılmıştır.
Yukarıda bahsi geçen eserler başta olmak üzere,
Cumhuriyet’in ilk 15 yılında Kur’an-ı Kerim’in tefsir ve tercümesi üzerine 9
adet eserin yazılıp yayımlandığı bilinmektedir. Atatürk’ün İslamiyetin en temel
kaynağı Kur’an-ı Kerim’i Türkçeye tercüme ettirmiş olması, Kur’an-ı Kerim’in
mantığına da son derece uygundur. Atatürk Kur’an-ı Kerim’i Türkçeye tercüme
ettirmek suretiyle, yüzyıllardır ihmal edilegelmiş olan bir Kur’an-ı Kerim
hükmünü de ("Biz onu anlaşılsın diye… indirdik") uygulanmıştır. Üstelik Atatürk,
bu konunun büyük bir öneme sahip hassas bir konu olduğunu bildiği için Kur’an-ı
Kerim’in tefsir ve tercüme görevini bizzat Elmalılı Hamdi Yazır gibi İslam ve
Kur’an-ı Kerim kültürüne derinlemesine vakıf bir insana vermiş olması elbette ki
tesadüfi değildir. Bu aynı zamanda İslam dinine göre her işin ehline tevdi
edilmesi (bırakılması) mantığına da son derece uygun bir yaklaşımı simgeler.
İşte görevin verildiği Elmalılı’nın yaptığı Kur’an-ı Kerim tefsiri bugün bile
taraflı tarafsız herkesin hatta Atatürk’ü beğenmeyenlerin bile kabul ettiği
alanında aşılamamış, mükemmel bir tefsir olarak ortada durmaktadır. Prof. Dr.
Yaşar Nuri Öztürk bu konuda şu değerlendirmeleri yapmaktadır:
"Cumhuriyet’i kuran irade (Atatürk) İmparatorluğu
içerden kemirerek yıkan hurafenin ( Kur’an dışı uydurma dincilik) tabelalarını
devirdikten sonra; en güzel dinin esasını kitleye tanıtmanın ilk ve önemli
adımını hayranlık verici bir basiret ve dirayetle atmıştır. O adım, çağın en
büyük müfessiri (yorumcusu) Elmalılı Hamdi Yazır’a, TBMM’nin karar ve isteğiyle
hazırlatılan Kur’an tercüme ve tefsiridir. Yani 9 ciltlik o aşılamamış Elmalılı
tefsiri. Atatürk, hep görmezden gelinen, ama temel çözümün hareket noktası olan
bu icraatında, sadece aklının değil, gönlünün de işin içinde olduğunu vurgulamak
için, tefsirin finansmanına (para olarak) bizzat katkıda bulunmuştur… Türkiye’de
İslam konusunun her seviyede en güvenilir, en değerli başvuru kaynağı hala
Elmalılı Tefsiri’dir. 50 yılı aşkındır, amansız bir din sömürüsü ile ülkenin
anasını ağlatan politikalar ve din ticareti, sövüp durdukları devir ve kişilerin
vücuda getirdiği, o, 9 ciltlik eserin değil yerine, yanına bile koyabileceğimiz
bir şey henüz üretilememiştir."
Hadis Kitaplarının
Hazırlatılması Basımı ve Dağıtılması Faaliyetleri:
Atatürk, Türk toplumunun İslam dinini daha iyi
anlayabilmesi için Kur’an-ı Kerim tefsiri çalışmaları yanında sağlam bir Hadis
kaynağına olan ihtiyacı da fark etmişti. Bu yüzden bu konudaki çalışmalarla
ilgili olarak da Ahmet Naim Efendi’yi görevlendirmiştir. Ahmet Naim Efendi de
titiz bir çalışma sonucunda Buharı’nın sağlam kalmış Hadislerini Türkçeye
tercüme etmiştir. Bu eserin ilk üç cildin Naim Efendi tarafından yazılmasından
sonra eser, Kamil Miras tarafından tamamlanmış böylelikle tercime ve tefsir
çalışmaları sağlım bir hadis kaynağı ile de desteklenmiştir. Daha sonra yapılan
bu çalışma da 1932 yılında çok sayıda bastırılarak Türkiye’nin her yanına yine
ücretsiz olarak dağıtılmıştır.
Görüldüğü gibi Atatürk, İslam’ın temel kaynaklarını
Türkçeye çevirtmekte yetinmemiş, bunları bastırarak geniş halk kitlelerine
ulaştırılmasını da önlük etmiştir. Böylelikle O, Türkiye’de dinsel aydınlanma
başlatmıştır. 1924 yılından 1950 yılına kadar, 352.000 takım dini kitap
bastırılmış ve bunlar Atatürk döneminden başlayarak yurdun en ücra köşesine
kadar dağıtılmıştır. Bu kitapların dağılımı ise şöyledir :
- 45 bin adet Kur’an-ı Kerim Tercüme ve tefsiri (19 ar
cilt)
- 60 bin adet Buhari hadisler Tercüme ve izahı ( 12 şer cilt)
- 247 bin adet din kültürü eserleri.
- 60 bin adet Buhari hadisler Tercüme ve izahı ( 12 şer cilt)
- 247 bin adet din kültürü eserleri.
Bütün bu rakamlar Atatürk döneminde Türkiye
Cumhuriyeti’nin dine karşı kayıtsız kaldığını. ‘negatif’ (olumsuz) yaklaşmalar
sergilediğini ileri sürenlere, verilebilecek en anlamlı cevaptır. Atatürk
döneminde. 1400 – 1730 yılları arasında toplam 99 eser yazılan Osmanlı Devletine
göre bu konuda hiç şüphesiz ki çok daha büyük işler yapılmıştır.
Özetle Atatürk' ün
İslamiyet’e Hizmetleri:
İslam dinini gerçekten bilen pek çok yerli ve yabancı
bilim adamına göre Mustafa Kemal Atatürk, İslam Peygamberi Hz. Muhammet’ten
sonra İslam dinine en büyük hizmetleri yapan kişidir. Atatürk’ün İslam dinine
yaptığı hizmetleri özet olarak şu şekilde sıralayabiliriz:
- Kur’an’ı ilk kez Türkçeye çevirtti, bastırdı ve
ücretsiz dağıttırdı. " Ben Müslüman’ım diyen Türk insanı dinini anlamaya
başladı.(1927, İsmail Hakkı İzmirli’nin çevirisi)
- Kur’an‘ın bilimsel tefsirini yaptırdı, bastırdı ve ücretsiz dağıttırdı. ("Hak Dini Kur’an Dili" ismi ile 1936 da Elmalılı Hamdi Yazır)
- İmam Buhari’nin sağlam hadislerinin çevirisini yaptırdı ve aynı şekilde halka ulaşmasını sağladı. (1932, Ahmet Nazım, Kamil Miras)
- Arapça okunan, dinleyenin anlamadığı, hutbe okuma işini Türkçeye dönüştürdü. (1932)
- Ezan’ı Türkçeleştirdi. (1933)
- Camilerin din görevlisi ihtiyacını karşılamak için imam hatip okulları açtı. (A. Güler, Sarı Paşa İnsan Atatürk, Berikan Yayınları, Ankara, 2007, s.248-252. Bu son madde için kaynak)
- Kur’an‘ın bilimsel tefsirini yaptırdı, bastırdı ve ücretsiz dağıttırdı. ("Hak Dini Kur’an Dili" ismi ile 1936 da Elmalılı Hamdi Yazır)
- İmam Buhari’nin sağlam hadislerinin çevirisini yaptırdı ve aynı şekilde halka ulaşmasını sağladı. (1932, Ahmet Nazım, Kamil Miras)
- Arapça okunan, dinleyenin anlamadığı, hutbe okuma işini Türkçeye dönüştürdü. (1932)
- Ezan’ı Türkçeleştirdi. (1933)
- Camilerin din görevlisi ihtiyacını karşılamak için imam hatip okulları açtı. (A. Güler, Sarı Paşa İnsan Atatürk, Berikan Yayınları, Ankara, 2007, s.248-252. Bu son madde için kaynak)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder