Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal
Atatürk'ün eşidir. 29 Ocak 1923 - 5 Ağustos 1925 tarihleri arasında yaklaşık
olarak iki buçuk sene boyunca Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa
Kemal Atatürk ile evli kalmıştır.
Latife Hanım 17 Haziran 1898 yılında İzmir
doğumludur. İzmir’in tanınmış ailelerinden Uşak kökenli Uşâkizâde (sonra
Uşşaklı) Muammer Bey ile Adeviye Hanım'ın kızı olarak bilinmektedir. Memlekette
İzmir Lisesi’ni bitirdikten sonra, Paris’te Sorbonne Üniversitesi’nde hukuk
eğitimi almış ayrıca Londra’da dil öğrenimi görmüştür ve Kurtuluş Savaşı
bitmeden Türkiye’ye dönmüştür.
Mustafa Kemal ile Latife
Hanım’ın Tanışmaları ve Evlenmeleri
11 Eylül 1922’de, Türk ordusunun İzmir’e girmesinden
sonra, güvenli bir karargâh arayışındaki kurmayları, Başkumandan Mustafa Kemal’e
Uşâkizâde ailesinin köşkünü de önermişler bunun üzerine ailesi yurtdışında olan
ve köşkte babaannesiyle birlikte oturan Latife Hanım'dan konuyla ilgili bir
davet mektubu istenmiştir.
Bu öneriyi sevinerek kabul eden Latife Hanım, davet
mektubunu hemen kaleme almış ve kendi köşklerinde Büyük komutan Mustafa Kemal
Atatürk’ü 20 gün boyunca kurmaylarıyla birlikte ağırlamıştır. Bir Halk kahramanı
olan Büyük Komutana baştan beridir hayran olan Latife hanım, bu süre içinde
Mustafa Kemal ve Yaveri Salih Bozok ile yakın ilişkiler kurmaya özen
göstermiştir.
Bu tanışmışlık burayla sınırlı kalmamıştır. Bu
tanışmadan sonra ikisinin de haberleşmeleri devam etmiştir.Bir süre sonra
Mustafa Kemal’in annesi Zübeyde Hanım da, yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle
İzmir’e gittiğinde bir süreliğine bu köşkte bizzat Laife Hanım tarafından
ağırlanmıştır. Zübeyde Hanım’ın 14 Ocak 1923’te ölümü üzerine İzmir’e giden
Mustafa Kemal Latife Hanım ile 29 Ocak 1923’te Muammer Bey’in evinde, sade bir
nikâhla evlenmişlerdir. Nikâh dönemin âdetlerine uymayan sade bir törenle
yapılmıştır.
Fakat Bu nikâh tarzı ileride yeni Kurulan Türkiye Cumhuriyeti
Devleti’nde nikah akitlerini de düzenleyecek olan yeni medeni kanun esaslarının
da bir nevi müjdecisi olmuştur. Bu nikâhta Mareşal Fevzi Çakmak ve Kâzım
Karabekir Mustafa Kemal’in; Mustafa Abdülhalik Renda ile Salih Bozok ise Latife
Hanım’ın tanıkları olmuşlardır.
Latife Hanım yakınlarıyla birlikte bu evlilikle, yeni
kurulan devlet düzeni içinde modern ve medeni Türk kadınının temsilcisi olma
görevini üstlenmiş, yeni devletin başkenti Ankara’ya gelerek Çankaya’da ilk
Cumhurbaşkanlığı köşkü olarak belirlenen Kuleli Köşk (günümüzde Atatürk Müzesi
olarak kullanılan bugünkü adıyla Eski Köşk) e taşınmıştır. Latife Hanım taşıdığı
bu misyona paralel olarak Mustafa Kemal’in isteği üzerine TBMM’deki oturumları
izlemeye gitmiş ve böylelikle o dönemde TBMM’ye giren ilk Türk kadını olmuştur.
Pek çok yurt gezisinde yine eşine eşlik etmiştir.
Mustafa Kemal’in Boşanma
Kararını Alması ve Boşanmaları
Fakat bütün bu olumlu gelişmeler yanında Mustafa
Kemal’in yoğun olan devlet ve bürokrasi işleri Latife Hanım’ı rahatsız ediyor
evlilik yaşantısının bu şekilde devam edemeyeceğini düşündüğünden bunu da yeri
geldikçe Gazi Paşa’ya söylüyordu. Hatta bir seferinde durumu ailesine açmış
bunun üzerine köşke gelen ailesi ile Latife Hanım ve Mustafa Kemal arasında
konunun muhasebesi yapılmış
Gazi Paşa, Latife Hanım’ın ailesi tarafından da
haklı bulunmuş böylelikle olası bir ayrılık o an için ertelenmiştir. Diğer
taraftan çocuklukları birlikte geçmiş ve Mustafa Kemal’i seven, bu nedenle
Mustafa Kemal evlenmeden evvel zor günlerinde onun yanında ve hizmetinde
bulunmuş fakat daha sonradan Mustafa Kemal’in aldığı evlilik kararından da
etkilenerek intihar ettiği söylenen Fikriye
Hanım’ı halen sevdiğini düşünmesi
Latife Hanım’ı rahatsız ediyordu.
Bu arada Mustafa Kemal Meclis başkanlığından sonra
Cumhuriyetin ilanı ile Yeni Türkiye Cumhuriyeti devletinin ilk Cumhurbaşkanı
olmuştu. Bu aşamada üstlendiği görevin sorumluluğu da artıyordu.
Bu nedenle
savaştan zaferle çıkmış olan memleketi gerçek manada başarıyla taçlandırabilmek
isteyen Atatürk, gece gündüz çalışıyor devletin önde gelen üst düzey erkânıyla
gece yarılarından sabahlara kadar devam eden uzun süren toplantılar yapıyordu.
Bu nedenle de Latife Hanım’a hak ettiğini düşündüğü zamanı ayıramıyordu.
Anlatılanlara göre Mustafa Kemal, Mersin ve Adana gezilerine Latife Hanım’ı da
beraberinde götürmüş Ankara’daki köşke dönüşte durumdan iyice sıkılan Latife
Hanım’ın Köşkün balkonundan Mustafa Kemal’e sert bir şekilde eve gelmesini
söylemesi ve ona herkesin içinde ona “Mustafa “ şeklinde hitap etmesi bardağı
taşıran son damla olmuştur.
Bundan sonra Mustafa kemal bu evlilikten hayır
gelmeyeceğini düşündüğünden İsmet paşa’yı telefonla arayarak kararının kesin
olduğunu boşanmak istediğini ve kararının Anadolu Ajansına bildirilerek radyodan
tüm yurda bildirilmesini kedisinin de ertesi günkü tenle Yozgat’a gideceğini bu
nedenle Latife’nin İzmir’e gönderilmesini istemiştir.
Bu Boşanma haberi, 5
Ağustos 1925 günü radyoda yayımlanan bir hükümet bildirisi ile duyurulmuştur.
Böylelikle içinde bulunduğu döneme göre modern sayılabilecek bir usulle
gerçekleşen bu evlilik 2 yıl 6 ay 4 gün sonra 5 Ağustos 1925 günü eski usule
uygun bir boşanma ile neticelenmiştir.
Latife Hanım'ın Ayrılıktan
Sonraki Tutumu ve Ölümü
Mustafa Kemal Atatürk’le boşandıktan sonra ölümüne kadar
İzmir'de ve İstanbul'da yaşamış olan Latife Hanım, bütün ısrarlı taleplere
rağmen hatıralarını kaleme almadığı gibi bu konuda beyanat da vermemiş yani Gazi
paşa’nın hatırasının temiz kalması için ne evliliği ne de eşi hakkında konuşmayı
ya da yazmayı kesinlikle kabul etmemiştir, İkinci kuşak yakınlarına da aynı
istikamette ısrarla vasiyette bulunmuştur. Bu nedenle Mustafa kemal Atatürk ile
Latife Hanım’ın evliliğindeki bazı noktalar tarihin derinliklerinde sır olarak
kalmıştır.
Latife Hanım, 12 Temmuz 1975’te İstanbul’da 77
yaşındayken göğüs kanserinden hayatını kaybetmiştir. Cenazesi de yalnız başına
kaldırılmıştır. Hatta O dönemin İstanbul Valisi Namık Kemal Şentürk'ün üstün
gayretiyle kara, hava ve deniz birliklerinden oluşan bir şeref kıtasının
katılımıyla Teşvikiye Camisi'nden kaldırılmış ve Edirnekapı Şehitliği’ndeki aile
mezarlığına defnedilmiştir.
Ölümünden önce anıları ve sakladığı kıymetli bazı
belgeleri Türk Tarih Kurumu'na bağışlamıştır. İzmir'de ailesi tarafından
yaptırılarak daha sonradan Latife Hanım'ın mülkiyetine geçmiş iki köşk
bulunmaktadır. Bunlardan Göztepe'deki İzmir Özel Türk Koleji kampüsü içindeki
aile malikânesi bu gün müze olarak hizmet vermektedir. Karşıyaka Belediyesi
tarafından restore edilen Karşıyaka'daki ikinci köşkten ise kültürel günümüzde
manada yararlanılmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder